20130211

İnat

"Umut pek güven duyduğum bir sözcük değil, ben inadı tercih ederim. Umudum yokolsa bile inadım var" 

Ece Temelkuran'ın bir röportajında okumuştum sanırım bu cümleleri.Çok hoşuma gitmişti.
Umut gerçekten güven duyulacak bişey değil jeremy.Sadece kendimle ilgili olarak değil,tanıdığım insanlara bakıyorum.Etraftan duyduklarımı üstüne ekliyorum.Sanki dünya gerçekten düşündüğüm varsaydığım o tılsımını kaybetmiş gibi.Tılsım yerine,maneviyat deyin,uhrevilik deyin ne derseniz deyin.Tüm kahramanların felakete sürüklendiği sıkıcı bir roman gibi oldu ve ben roman sevmem adamım.Belki hep böyleydi gençtim bana öyle gelmiyordu.Bilmiyorum.Bilmek de istemiyordum.20 yıllık memurla, hayvanat bahçesindeki bi kaplumbaaaa'nın bir farkı olmamasını bana açıklamaya kalkmayın.
Ama biz küçük insanların yaşayabilmesi için bişey lazım.Yarın uyanmamızı sağlayacak birşey. Bir umudumuz olmalı.Yapacağımız değil yapamayacağımız birşey gerçekleşmeli.Ama işte olmuyor.Geriye inat kalıyor, umutsuz bir çaba.Kendimize,şartlara,diğerlerine duyulan öfkeyle karışmış bir inat.Çoğu zaman işe yaramıyor, belki işe yarar tek yanı bizi ayakta tutması bilmiyorum.Ama sadece duruyorsan ayakta olmak pek de işe yaramıyor.Ayaklarım uyuştu adamım.
Şu iki buçuk senede çok kitap okudum,Ankara'ya her gidişimde dönüşüm olmayacakmış gibi kitap aldım.Çok film seyrettim.Çok az insanla konuştum/görüştüm. Bunlar çok güzel alışkanlıklar olabilirdi aslında mecbur bırakılmak yerine kendim seçmiş olsaydım.Kısacası 2.5 senedir bana göre "yaşamıyorum" ve aslında "yaşamak istiyorum" lakin ölüp de öldüğünü bilmeyenlere bunları izah etmesi pek de hoş olmuyor.
Birşey olması gerek, benim yapmadığım, benim yapamayacağım.Benim dışımda gerçekleşecek bişey.Yoksa ben bu labirentin tüm yollarını ezbere bilirim adamım.Ve aynı labirentte tekrar çıkılan turlarla kültürü artmıyor hiçbir kobayın.Kafamı göğe kaldırıp, ooo sen buralarda mıydın demek istiyorum.Umuttan değil,inattan!

6 kişi karşıladı;:

brownian 11 Şubat, 2013 23:34  

Nice (nays)!

Ateş Böceği 12 Şubat, 2013 08:41  

Kalbimin temizliğini tekrardan söylememe gerek yok sanırım.

G.o.D 12 Şubat, 2013 13:02  

"...lakin ölüp de öldüğünü bilmeyenlere bunları izah etmesi pek de hoş olmuyor."
=)

Adsız 12 Şubat, 2013 21:10  

Hiç gelmeyecek olan Godot'u umutla bekleyen İhtiyar Balıkçı olmayı tercih ederim; umutsuz olmaktansa....

murdum-erigi 14 Şubat, 2013 09:42  

O yazıyı ben de okumuştum, o cümleyi de pek sevmiştim. Umut yoksa da inat var evet. Alayına giderlenmek atarlanmak var.

inadın bol olsun müdürüm.

Adsız 19 Şubat, 2013 19:57  

sana sinir oluyorum godsyndrome bende tüm yollarını ezbere bildiğim bir labirentte onlarca kitap okuyup film seyrediyorum ve bir şey bekliyorum benim yapmadığım yapamayacağım bir şey...Sen de çıkıp aylardır düşündüğüm kızdığım umutlanmaya çalıştığım vazgeçtiğim şeyleri yazıp ilerlemiş yaşından bahsediyorsun.Sana kızıyorum çünkü yeni başladığımı söyleyebileceğim hayatta içimden geçenlerin yok olmayacağının kanıtısın.Biliyor musun bence herkesin kamburları var ve herkes görüyor gördüklerimizi tek sorun -hayat gerçekten bir oyun- ve biz onun içindeki kötü oyuncularız.Mutluymuş gibi yapamayanlar ve sırf doğdukları için nefes almak zorunda olmayı kabul edemeyenler...Herkes otobüse binip iki numaranın nerede olduğunu bilmek zorunda değil.Bu dünyada tek bir güneş ve aynı doğrular yok biliyor musun.Güneş tek olsa da aynı anda bir anne bebeğini ilk kez eline alırken diğeri çocuğunu toprağa koyuyorsa o gün ki güneşi aynı tarif etmelerini beklemek saçma olur gibi geliyor bana.Demek istediğim sen 2 numaranın otobüsün ön koltuklarından biri olabileceğini biliyorsun ama ya hayatın boyunca bilmeyen o insandan daha mutsuz olacaksan?
hayatta bu kadar çok duygu varken sadece birini seçip diğerlerini es geçmemek lazım sanırım sadece öfke sadece sevgi sadece umut sadece inat kocaman yüreklerimizde küçücük kalıyor sanırım.Belki de bize bu duygulardan hangisini istersin diye sorduklarında garip bir oyun oynadılar hepsini aynı anda hissetmeliyiz belki.belki sen inatla umutlu olmalısın belki ben inatla umutlu olmalıyım :D
Gerçekten sevmediğin bir işin varsa aç kalmak pahasına da olsa bırak şu işini ve gidip hayallerini bul.Kimse asla olmayacak şeyleri hayal edebilecek kadar zeki değil bu dünyada.Mutlaka kıyıda köşede bir hayalin vardır git ve bul onu...Umutlarımı çalıyorsun...

Powered By Blogger

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP