Aks-i seda
Yapılmayan bir araştırmaya göre erkekler "aşığım" zannettiği ilk kadına aşık oluyorlarmış, sonra da işte olmayınca olmuyormuş erkekler de bir daha aşık olmuyormuş.Kadınlar ise tanıdıkları her yeni adama, ben ilk defa böyle birşey hissediyorum şeklinde beyanlarda bulunuyorlarmış (ilk defa sekizinci aşkı tadıyorum türü bişey olsa gerek) Vesselam aslında istemediklerimizi (kendimize bile) ister gibi görünmek herkesin kusuruymuş.Bu da sanırım; sen ve senin olduğunu sandığın kişi,başkalarının senin olduğunu sandığı kişi,senin başkalarına göstermeye çalıştığın kişi vb.şekillerde dolaşmandan ötürü.Beyninde koskoca bi ahaliyle...
Bi'şey olmak çok zor; kendine, başkalarına rağmen.İstemediklerinle kavga etmek,istediklerinin seninle kavga etmesi: boğuşup durmak.Akabinde yorulmak.Umut etsen, herkes birden yılgın; inat etsen herşeyin senden daha inat kesilmesi.
Her ölüşünde dirilip duran bir adam varmış.O kadar çok dirilmişki en son kafasını kaldırıp "neden" diye isyan etmiş.Tanrı da cevapsız kalmamış, seslenmiş göklerden.Seni öldürebilmem için bana bi kere bile fırsat bırakmadın.
Bazen kısacık bir hikaye bu hayat neden bu kadar darmadağınık sorusunun cevabıdır.
2 kişi karşıladı;:
Hayat dedigin gibi darmadagan bir yer, herkes icin farkli bir daginiklik hissi. Benim son izlenimim: insan bazen huzurlu bir kose bulup siginiyor (bazisi onu da bulamiyor) kafasini dinliyor biraz. Sonra basliyor yeni kose kapmaca yarislari. Yeni esler, dostlar, gelmek icin sirasini kollayan dertler, kederler... Cozum bir yerde dinginlesmek, arayislarindan vazgecip, biriyle evlilik sorumluluguna girip ask yumagi olup beraberce yuvarlanmak gitmek.
Ben daha kendi sorumluluğuma giremiyorum kuzu evlilik beni aşar.
Yorum Gönder