Şimura-Taniyama Konjektürü

Burda içki gibi bişey kokuyor ya dedi,
ya'lı be'li konuşma lan mahalle karısı gibi diyecek oldum,
yemedi.
içki değil o terbiyesiz rakı rakı diyecek kıdeme de sahip değildim,
o da zaten rakı içtiğimi farketse bu kadar nazikçe söyleyecek biri değildi.
gerçi o sırada ben
rakı ne kadar güzel bişey ki:
içeli saatler olmuş, üstüne duş almışım
yine de kokusu çıkmıyor lan diye düşünmekteydim.
duş aldığında üstünden kokusu çıkmayan kadın var mı mesela,
yok.
böyle de kral bişey işte rakı.
ha şimdi, Allah baba seni oraya çalışmaya göndermiş,
haftaiçi haftaiçi sabahlara kadar niye içiyosun sen,
it misin kopuk mu oldun lan diye bir soru akla gelebilir.
Aslında sıklıkla akıldan gitmeyen şeyler olduğunda içilir.
Zaten aklımdakilerden kira alsam emlak zengini olmam işten değildir,
ha soruyu unutmayıp hala niye içtiğim merak ediliyosa,
ben güzel güzel işten döndüydüm yok aslında ana avrad söverek işten döndüydüm,
kanepeye uzanmış tavanımı seyrederkene,bi türkü duydum dışarlardan
ki,
yönünü yönüme döndüremedim dedi.
lan dedim.
fazla realisttir ailem,
onlar yazdırmaz ama
yine de bu yazılsa keşke mezar taşıma
yönünü yönüme döndüremedim.
sonra da işte şuursuz saatler boyunca içmişim.
burda içki gibi bişey kokuyor ya dedi o da.
ki,
bu bölümü anlatmıştım zaten.
böyle de zavallı döngülerim var işte.
ki,
sanırım bu yazı da siroz olma misyonuyla çıktığım yolda,
bir kaldırım taşıdır,satır başıdır,mihenk taşıdır.
Sonra,
sonrası iyilik güzellik...