Azizim

Hep demişimdir azizim;Bi yerde saç traşı olmuşsan artık oraya aitsin demektir.Berberine ihanet ettin mi? -Bitti- Karına da ihanet edersin, vatanına da icabında.Konuya böyle dan diye girdim ki bodoslama girişlerim meşhurdur.

Kayıtlarda bissürü yazı, taslak olarak dururadursun ki böyle ortasından viyadük gibi "a" geçen durumların hastasıyımdır.Duradurum,kalakalırım,bakakalırım... Yazar olmadığım için dört adım ötemde duran balkonun şu an bana dünyadaki en tatlı şey olarak gözüktüğünden,kulağımda bi sesin nabız atışımla senkronize bi şekilde atla hadi diye höykürdüğünden bahsetmeyeceğim. Bu da yavşakça bi yazış şekli:bahsetmedim sanki.Yavşaklık bünyeme yerleşiyor gibi.Teflon tava da alır mıyım acaba?Dünyanın tüm teflon tavalarından nefret ettiğimi söylemiş miydim?Keza makarna süzgeçleri de öyle... Bu yavşaklar ne kadarımı ele geçirir ki?Böyle olmamalıydı sanki.Bu şehir olmamalıydı,bu ev olmamalıydı,ben bu olmamalıydım ya da bu ben olmamalıydım veya hepsi.Keşke birisi elinde kamera peşimde dolaşsa 120 dakikayı tamamlayınca iskandinav sinemasının başyapıtını çekmiş olurduk.Sırada ne var acaba? Bişeyler olduğuna eminim.Başladı mı bitmez çünkü.Sabah kahvaltıları da gelir yakında akşam ana haber bültenleri...

Bak yine kalakaldım.Prozac sakızları çıksa keşke balon yapıp patlatmakla geçse günümüz. Patlayan her sakız balonuyla bitse yanlış kadınlar,yanlış seçimler,yanlış yerler silinse... Hiç aklına gelmeyen bişeyi,hiç düşünmediğin; düşünmeyi düşünmediğin şeyleri rüyamızda görmesek artık. Bi kutu sakızla üstesinden gelemeyiz ama teknoloji gelişiyor azizim belki serotonin özlü sabunlar çıkar,duş jelleri,şampuanlar.Efendi bi adam olduğumu ispatlamak için her sabah yüzümden geçen 88 bıçaklı jilet sakalımı keserken boktan bi sabah daha olmadığına ikna etse beni.Ne çok şey istiyorum di mi?Kıskançlıktan belki. İmreniyorum tayyip hepinizi öpecek ehi diyen adama, kıyıya vurmuş balinanın üstüne ıslak battaniye örten ecnebi avrada, kurtlarvadisini kaçırmayanlara,istanbul moderne girince 7 göbektir harası olan bi konakta oturuyormuş gibi pozlar veren adama hepsine imreniyorum.

Hani bazen bi kutu pallmallı aç karnına içmiş gibi boğazın kuru, hani ellerin kendini boğazlamış gibi suçlu,hani ....boşver.Yine de kendimi ele'mlere kaptırmıyorum azizim; yukarı kaldırıyorum başımı çatı akmış azizim.Akan bi çatıdan sızan yağmur sularının sapsarı bi küstahlıkla cengiz han dönemi moğalistan siyasi haritası çizer gibi işlediği bi duvarın altından sana bu satırları yazıyorum.Sen şimdi hani hayata pozitif bakan musmutlu bi insansın ya boyat bitsin diyeceksin. Ben bilicem azizim,sen boyalı misler gibi diyeceksin ben altında leke olduğunu biliceğim. Kendimden biliyorum azizim hep boyayıp çıkıyorum bu suratımı: hayat dolu mavilere,iyi evlat pembelerine,sevgi dolu yeşillere,allara morlara boyuyorum.Çok şükür motifleri bile çiziyorum. Rutubet kaplı oysa boyaların altı,bi ben biliyorum...

Kasım 2010
Godsy Neşesikeder