Kahvaltı

Herhangi bir sabahın en kötü safhası uyanma kısmı.Biraz önce uyanmakla meşguldum mesela.Salona çıktım,çıkar-kene de düşünüyorum.Haniymiş paşamın kaavaltısı,hani patetes kızartması,tostu,demli çayı...Hatta belki leyleklerin rusyadan getirdiğine emin olduğum komşumuzun kızı ışınsu da masa da olur.Denize nazır kaavaltı ederim.Ne göz var hatunda bea!Sonra bana bi türk kavesi yapar ışınsum,gelir kucama dudaklarını büze büze çok sıkılıyorum yıa falan der,nazlanır diye düşünüyorum. Salona çıktım ki ne kavaltı-ne ışınsu-ne aile üyesi kimse yok.Cüzzam salgınından kaçar gibi terketmişler evi.
Mutfakta çok becerekliyimdir,ekmeğin arasına kaşar koymam 11 dakika falan sürer.Limon keseceğim diye iki parmağını kesen bir insanım,bu yüzden kahvaltı safhasını geçtim.Döndüm odama tabi,doldurdum buz gibi kolamı, sigaramı yaktım.Orhan Gencebay musalla taşını söylüyor şimdi. Demek ki neymiş öyle "secret" yaparak ışınsu'nun elinden kave içilmezmiş.Tamam hatun milleti hayırsız ama o kadar ödevine yardımcı oldum di mi,evin sigortası attı ben yaptım,korneş koptu ben taktım.Bi sabah da gel bi kave yap be kadın.Bir gün de kadın vefasızlığı üzerine yazmak isterdim ama bu ara bloglarda kadından başka bişey yazılmadığı için erteliyorum.Neyse konumuz kadınlar değil zaten.Her zamanki gibi bir konumuz yok.Sabah sabah açım,canım sıkıldı.Biraz kafa ütüleyim dedim.Ütü yapmayı da severim zaten.Yapmam ama severim.Yapmadığım halde sevdiğim ne kadar iş var.Neyse sabah sabah daha fazla yazmak istemiyorum.Işınsuya ah ederek harcamak istiyorum.Kıssadan hisse;
Sarhoş bilir ayığını,
Herkes bulur layığını
Hakikatin yayığını
Yiyen bilmez, yayan bilir.