Sütunsuya son mektup

Sevgilim diyemediğim ki sevdiğim de diyemem liste dolu.Yavrucum diyeyim en iyisi.Yarın son görüşmemiz olacak.Belki de bu yüzden,bugün suratın turşu satıyordu.Ne çok anımız var seninle.Hani kantinde başbaşaydık sen bana şekerpancarı nerelerde yetişir diye sormuştun. Pancarını bilmem de şeker karşımda demiştim ben, ama her zaman ki gibi içimden.Sonra sen benden uç istemiştin bikeresinde ne romantikti.Sevgilin ortalarda yokken ne de iyi sevişirdik(aslında burası geçinirdik olacak ama bilinçaltımı görmeniz açısından düzeltme yapmadım)Yeni yeni ısınıyorduk birbirimize ki zira ben hep sonradan açılırım.Amma ve de lakin,yolumuz buraya kadarmış.
Sendeki işve sendeki seksapellik Juliette Lewis'te yoktu allama.Hele o eda'n bitirdi beni.Pek tipim değildin gerçi kemikli 45 kg. gelen kızlardan hoşlanmazdım ama yine de sana karşı tarifi imkansız hisler gelişti içimde.En çok da dirseklerini sevmiştim.(Evet manyağım)Şimdi bitmesi,seni bir daha göremeyecek olacağım gerçeği lök gibi içime oturuyor.Umarım,dilerim mutlu olursun ve bence o ibişi terkedip kollarıma koşsan çok mutlu olursun(sadece bi tavsiye)Belki birgün bakanlıklar durağında; üzerinde lacivert dizaltı etek,açık mavi gömlek,gözaltların mosmor gop otobüsünü beklerken karşılaşırız.Yad ederiz bugünleri. Pilli bebek tonunda sesini,pantene pro v kokan saçlarını ve yavruağzı dirseklerini hep hatırlayacağım.Çırpıcığım benim.