20081007

Pir duple fiski bir kutu prozac lütfen

Cesetizleri hanımdan bir istek geldi.Mim değil de mim gibi bişey diyelim.Yurt/ev akradaşlığıyla alakalı.Henüz yeni bir blog sahibi olarak bu tür şeyler yazmaktan imtina etmiyorum.İlerleyen zamanda belki mimsiz kemal öke olma isteği doğabilir.
İlk yurt deneyimim bir hafta sürdü(dayanıklı bir insan olduğum için).Yurtta cep telefonu çekmiyordu şahsi düşüncem yurtta uçuşan sinekler frekans karıştırarak jemmer görevi görüp telefonların sinyal göndermesini engelliyordu.Önce tuvaletteki kurbağa dikkatimi çekti,
sonra vergisini veren bir amerikan vatandaşı edasıyla suların niye kesik olduğunu sordum.
Hademe Bey"alışş ortağaam gışın bu borular buz tutar,suyun adını bile unutusun"dedi.Bir de dolap faktörü var tabi.Dolaba elbiseyi koydunuz mesela hani yapamazsınız da yaptınız diyelim.
David Copperfield gelsin de sıkıysa o elbiseyi çıkarsın.Ecza dolabı büyüklüğünde dolapları vardı,her yer morg gibi kokardı alışamadım.
Biz çok fakir olmadıkki.Paşa dedesinin konağında gül reçeliyle büyümüş,lala'ların yetiştirdiği bir insan nasıl dayansın buna.Arkadaş edinemeden eve çıktım.Üstelik bende toplumsal yaşama güdüsü yok.Ev hayatına en ters adam benim.Aptallıktan nefret ederim.Cevabı belli sorulardan nefret ederim(nereye gidiyorsun/fotokopiciye/aşağıdaki fotokopiciye mi?/10 kilometre karelik alanda başka fotokopici olmadığına evet aşağıdakine).Gürültüden haz etmem,grup çalışmasından hazetmem,insanları idare etme yeteneğim yoktur.Ev benim neyime,bir de öyle adamlar buldum ki!Bir dene yakışıklı puşt var.Adamla markete gitmek bile ölüm.3 yıldır aynı mahallede oturan kız adres sormaya gelir,kasiyer yavşar,müşteriler yavşar,elektrik direğindeki dişi güvercin yavşar.Ne lan bu.Ayrıca bali çekerdi kendisi.O zıkkımı çekince de hayal görülüyormuş sanırım.Gece evin içinde koştururdu.Fil beni s.... diye.Nasıl hayalleri varsa artık.
Bir diğeri gay olduğundan habersiz bir tarikatçıydı.Yani bence gaydi.Bir arkadaşı vardı bunun,oğlan bi kızla birlikte olmaya başlasa,depresyona girerdi bizimki.Aralarını bozmak için herşeyi yapardı.Oğlana hediyeler falan alırdı.Tıpta okuyordu,bitirebilirse bevliyeci olacağına eminim.
Sonra Erdinç vardı.Adam manyak yani hakaret değil ki bu takdiri ilahi.Oğlanı eşek sudan geçinceye kadar dövsen "abi iyi ter attık ya" diyecek türde bir çocuktu.
Bir de Sülün Osman vardı.Adamda IQ 1500,seninle 5 dakika otursun,seni senden iyi tanır.Gerçekten psikolog olması gereken bir insandı ama o da her Türk genci gibi yanlış bölümde okuyordu.Epey ev arkadaşım oldu.
Her erkek öğrenci evi gibi 20 günde bir makarnanın yapıldığı,okumaktan ziyade kız tavlama amacı güdüldüğü,ders yerine iddia'ya çalışılan,bilgisayar ekranına sıkışmış hayatlar işte.Bazen koordineli konuşularak kararlar alınırdı.Mesela eve deterjan almalıyız gibi aradan 150 gün geçtikten sonra o karar tekrarlanırdı.Eve deterjan almalıyız.Ama alınmazdı tabi.Ev sahibinden kaç,apartman yöneticisinden kaç,emlakçıdan kaç.Bendeki anksiyete bozukluğunun sebeblerinden biridir mesela o yıllar.Bir de dedikodu mevzusu var.Ben ki 23 kızla,haftada 35 saat,8 ay zaman geçirmiş bir insanım.(hayır geçirdin de noldu)Böyle dedikodulu bir ortam görmedim.Erkeğin kokmuşu kadar iğrenç bir mahlukat yoktur.Nefret ettim o ortamdan özel yurda çıktım, sonra yeniden eve çıktım.Yurt da sonraki evim de çok rahattı.2 kişi,tv,internet,bağyan komşular, ucuz cafe,cafenin karşısında kız yurdu.Tabi büyük tecrübe kazanıyorsun dışarda okurken de o tecrübe sonraki hayatında bir işe yaramıyor ki.Bir daha mı üniversite okuyacaksın sanki.Ha aramızda genç arkadaşlar varsa kıssadan hisse:Eşşekliğin alemi yok,oturun çalışın ailenizin olduğu yerde okuyun.Tamam atraksiyon olasılığı aileden uzakken daha fazla ama çektiğiniz çile bunlara değmez.Valla.Bu bir mim olmadığından herkese paslıyorum,yazmak isteyen varsa tecrübelerini yazsın,okuyalım.

5 kişi karşıladı;:

osuruktanteyyare 07 Ekim, 2008 21:02  

ben gül gibi geçindim la yurtta
suyumuz yemeğimiz herbişeyimiz tamdı (:

Kriptograf 07 Ekim, 2008 21:09  

hocam yerlere yatırdın beni şu ilk eve çıktığın 2 arkadaş tam komediymiş gerçekten :) dadı damaam da kaldı ama bu mevzuların. uzatın kardeşim uzatın daha çok yazın böle arkadaşlarınızla aranızda geçen anıları. Bu aralar nerde böyle anılar var onları okuyup duruyorum. sanırım depresyona girdim, kuaföre mi gitsem alışverişe mi? :)

ötekiyüzüm 08 Ekim, 2008 00:40  

yarım dönemlik yurt maceramın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hala beyaz peynir, zeytin, yumurta ve pilav yememekteyim.

Zeugma 08 Ekim, 2008 09:49  

Konu güzelmiş.Sen yine çok güzel yazmışsın godsyndrom.Çabucak bitti.
Bayan cesetizleri'ne teşekkür ediyorum..
Haberin yoktur ama yine de ailenden uzakta yaşadığın o hayat sana çok şey katmıştır.
Bizim çevremizde şu an bol miktarda var öğrenci Şaştığım şey hiç uyumuyorlar bunlar ya gerçekten.Sabaha kadar misafircilik oynuyorlar birbirleriyle.
Oturma odaları benim mutfak camından görünenler var bir de.Perde çekmek akıllarına gelmiyor hiç.Her gece en az 10 kişi oluyorlar,gitar falan görünüyor..Bi gün gideceğim kapılarına,özendim size,misafir kabul eder misiniz diye :)))
Ama,iyiki alt ya da üst katımda oturmuyorlar..Yanmıştık seslerinden ve gürültüden..
Efendim çok teşekkür ediyorum süper yazınız ve anılarınız için :)

cesetizleri 08 Ekim, 2008 13:18  

arkadaş ne biçim ev arkadaşların varmış senin.. bir de senin üslupla birleşince öyle her espiriye gülmeyen birine bile kahkaha attırabiliyorsun.. :)
keşke biraz daha uzun yazsaydın tadı damağımda kaldı gerçekten :)
çok sağ ol.. volume II için güzel bir kaynak oldu.. biraz daha bekleyip yazacağım link olacak verilecek bu yazı olmazsa olmaz yani okumalı yeniler :)
çok sağ ol..

Powered By Blogger

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP