20120227

mart 2012

Pazarları trt'de sihirbazlar olurdu.İnsanları ikiye bölerlerdi.İkiye bölünen insanlar mutlu.Aptal olduktan sonra anlıyor insan,televizyon aptal kutusu.Özledim diyemedim ben, ne zaman niyetlensem Zeki Müren susturdu. Oysa kime baksam etrafımda herkes çok özledim diyebiliyordu,Edip Cansever'in bi şiirini bile ezberlememişlerdi üstelik. Sizin oralarda insan nasıl özlüyordu?

Küçük Nazımcıklarla doluydu etrafım.Elma beni sevmek zorunda değildi.Orasını anladık, elma benim ağzıma niye sıçmak zorunda orası hep muamma kaldı ama... Yine de hep iyi bi halt yediğimizi sanıyorduk.Ahşaptı abi evimiz,evimiz yanıyordu.Biz şömine başında ısındığımızı sanıyorduk.Bir tutsak ağaç gibi hep yanlış yerde mi büyüdük bilemedim ama ne zaman filiz vermeye kalksak budadılar.İçine doğru filiz verip,kendi filizlerinde boğulan, bırak latincesini  göbek adına muhtaç bir tutam ot kaldık. Hoca kendini önemli hissetsin diye iki ortalı olacağı yere dört orta olması gerektiği söylenmiş bi defterin son cildi gibi, hep tembel ellerde ve hep öylesine karalandık.

Kimseye de soramadım lan ben.Sevdiğim kızın yanına gittim ona soramadım,camiye gittim Allah'a soramadım, aynaya baktım kendime soramadım.Pardon acaba beni ne sebeple harcamıştınız?
Neden giden hep ben oluyorum diye sordum kendime.Sizler şimdi kimse sana gelmediği için diyebilirsiniz -ki böyle bir cevap beni bir hayli yaralar.Ömür ne kadar uzun, kimbilir beni daha kaç kişi bilmem nasıl yaralar. 
Bu kadar yaralı olunca insan bir bilseniz ne kadar kıskanç oluyor.Musa ne yaptı bilmiyorum ama elindeki asa kızıldenizi ikiye ayırıyormuş,ne zaman yere atsa asayı Şahmerana dönüşüyormuş.Ben onikiyıl tanrıyı andım. Elimde kalan ufacık bir dal parçası.Ne bilirdi bi adliye bahçesindeki tutsak badem ağacı, herhangi bir dalının kısacık bir parçası ödül olacak.Bak, yatağının karşısına koy her gece bak,acaba bu gece rüyanda kaç çocuk bi badem ağacına asılacak.
Belki yine yazarım.Yıllar yıllar sonra bu günleri.Bir Mart ayıydı.Ben vazgeçtim.Kimse yoktu.

6 kişi karşıladı;:

MeRiÇ 27 Şubat, 2012 23:49  

ahhh godsy ahh.. o badem ağaçları yok mu!!

mgntwmn 27 Şubat, 2012 23:57  

Ozlem dahil tum duygularin simulasyonunu yasiyor gibiyiz daha cok.bize ozlemeyi anlat da hatirlayalim insan yanimizi. luv yu larla yasar olduk godsy!

brownian 28 Şubat, 2012 03:42  
Bu yorum yazar tarafından silindi.
UYKUSUZ// UYURGEZER 28 Şubat, 2012 09:31  

elma da bizi sevseydi içini böyle kurt kemirmezdi.."hııh"..
UYRGZR-.-

deniz 29 Şubat, 2012 17:19  

ikizler burcu olarak umutsuzluğun bu kadar uzun sürmemeliydi neden böyle oldu
bizi mi kandırıyorsun ibiş ikizlerim diye :p
gel git akıllı olman lazım bir gülüp bir ağlaman lazım
ama sen hep umutsuz hep hayata küsmüş (hep derken ömrü hayatından değil sadece son aylardan bahsediyor yazar burda:p )bana ne zaman yeter yorum yazma artık diyeceksin diye de ayrıca merak içerisindeyim :)

brownian 01 Mart, 2012 08:08  

Bir yorum yapayim derken, "hatirlamak" "hatirmalak", demisim, kaba bir ifade olmus :)
Ikinci ozur de blogdaki bir iki yaziyi okuduktan sonra Godsyndrome' in Anadolu kasabasi diye Ankaraya' yi kastettigini sandim (ki yanilmisim) ve bu yanlis anlamayla duruma ironi yapan espri yapmaya kakistim ki, onun icin de ozur dilerim.
Svgili Godsyndrome belli ki ince ruhlu, tatli bir insansin. Sana arkadaslik teklif ediyorum. Uzuldugun seylere, etrafini saran basitliklare cok uzulme. Oyle olmayan ve daha muhtesem yerlerde, muhtesem isler yapiyor gibi gorunen insanlar da icindeki samimiyeti ve derinligi kaybetmis oluyor. Insanin bazi can sikintilarinin olmasi kotu birsey degil, ama abartmamakta da fayda var. Hayat guzel, bazen cok guzel bazen cok aci, bu contrastlar onu cekici yapan.

Powered By Blogger

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP