Bu Blogda Ara

20080908

Yıldönümü


Doğru çabuk geçiyor zaman.Saatli maarif takvimleri kalmadığı içindir belki.Belki beklediğim bir gün olmadığı için.Ama geçiyor işte.Saçındaki kırlar gözüne batmaya başlıyor birden.Ne çok artmış diyorsun.Dökülen yaprakların farkına varıyorsun.Yine hazan geldi işte.Her hazan anı sandıklarını havalandırmaya çıkaran beynim,acılarımla naftalinlediğim bu hatıraları atmaya kıyamıyor.
Öyle saçma şeylerle uğraşıyorum ki.Sen bile şaşarsın halime.Adını ağzıma almamalıyım bile. O kadar düştüm işte.Senden sonra hep daha ne kadar düşeceğimi merak ederdim.Aldım ağzımın payını işte. Hak ettim.
Soğukkanlı olduğumu söylerdin ya hala öyleyim.Hala susuyorum.Sanki ben sustuğumda insanlar da susacakmış gibi.Sanki susmalarımı anlayacak kadar incelermiş gibi.Ama daha ne kadar sürer bilmiyorum.Ali’yi sıkıntıdan kurtaracak bir kuyu vardı,Yusuf’u kuyulardan kurtaracak bir ip.Ama bahtını karasevdayla lanetleyenlere her çare haram.
Tek avuntum sana bu yazdıklarım.Hiç okumadıkların,hiç okumayacakların.Ama sana mektup yazmayı seviyorum.
Eski bir gazetede kalmış o yazı gibi;

"Çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende."(C.D)

3 kişi karşıladı;:

Hülya Konar 13 Eylül, 2008 09:27  

adresini bilsen de göndermezdin bence...

Godsyndrome 13 Eylül, 2008 13:05  

Aman Allah korusun,adersini bilsem hafıza mı kaybetmek için herşeyi yapardım:)

Godsyndrome 13 Eylül, 2008 13:05  

Adersin değil adres

Powered By Blogger

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP