Pazar Notları
Gayet hoş bir pazar günüydü.Yağmur yağmadı.Atilla'ya baban paraya kıyıp şemsiye almış terasa dedim.(Başa alalım bugün davetliydim efendim yani öyle bişey.) Atilla güldü,benim kuzenin marketten dedi.Zaten çiğköfteyi yapana kadar,akşam olduğu için şemsiye işlevini yitirdi.Üzüldüm niyeyse.Masayı kurduk,hazırlıkları yaptık.Bilmeyen var ise ya da kaldıysa diye hatırlatayım.Rakı güneş batmadan içilmez.Zaten ben de rakı sofrasının bu ritüellerine bayılıyorum.Tam istediğim gibi oldu.Rüzgar esti,zeki müren söyledi,ben de içtim.
(Tabii ki masa da levo varken rakı tadabilmenin nasıl bir maharet olduğunu bilmiyorsunuz)
Konuşurken farkettik ki kimse lise anılarından bahsetmek istemiyor,kimse gelecek günlerden de bahsetmek istemiyor.Konu sıkıntısı çekerken atilla'nın komşusu murat geldi ki kendisi dünyanın gelmiş geçmiş en büyük otlakçısıdır,çamdan kavaktan konuşmaya başladı.Beynimiz murat tarafından iğfal edilirken,konuşmadığımız anları özlemeye başladık.Allahtan atilla kovdu da kurtulduk.
Eve geldim ve kuzenimle onun mazoşist aşk hayatı hakkında 350. kez konuştuk.Erkekler niye öyle niye böyle.Sanki ben standart erkek modeliyim(öyle miyim).Ben nerden biliyim,diyemedim ama 10 yaşında dolmakalemini bana parayla sattığı günden beri kılım kendisine.
Evet şimdi ben bu yazıyı niye yazdım.Bu kadar sıradan bir gün bile bana yeterli gelmeye başladı.
Eskiden ben sabahı emekte,öğleni gop'ta,akşamı meclis parkında,geceyi evine gitmeyen arkadaşlarını aramakla geçiren bir insandım.Hatta nüfus sayımının olduğu gün sabah 07.30'da kızılayda ikinci tüp geçitin altında minyatür kale maç yapmışlığım bile vardır.
Güzel günlermiş.
Şunu anladım ki;yaşlılığım çok zor geçicek hele de yanımdaki insanlar için.Doğmamış çocuklarım, müstakbel eşim(nerdeysen) sizin için ne kadar üzülsem azdır.
2 kişi karşıladı;:
o güzel günleri bir de benden dinleyin de kaptanın güzellik anlayışını görün derim.
hafızana hastayım
Yorum Gönder