20130520

Semt pazarlarının kıyısında peydahlanmış balıkçıların kırık/küvet "havuzlarında" canlılığı ispatlansın diye hayatta tutulan sazanlar gibiyim.Çaresiz ve ucuzum.Fakir sofralar et görsün.
Leyla'yı seviyorum yazılı bir duvar çaresizliği benimkisi.Kimse boyamayacak, ben hep Leyla'ya aşık kalacağım.Orospu Leyla! Leylalar orospu olmaya benim gibiler rakı parası kavuşturmaya mecbur. Sarhoşlar orospulara meyilli.Hayat ne güzel!
Yalnız akşamüstlerinde ve yanlız köy minibüslerinde güzel gelen Azer Bülbül şarkıları gibi güzel geliyor çaresizlik.Bizimkisi öyle bir çaresizlik, bişey geliyor ya bize geliyor ya amenna, çaresizlik bile olsa taç yaparız başımıza.
Bu yaz newyork'a gitmeyelim.Hep bizden gitsinler.Gözyaşı barajı yapılacakmış buralara.Hadi içimizi boşaltalım.Boşlukları uygun kelimelerle dolduralım.Napalım ya da eyvallah.
Orta2'ye giden bir kızın babası değilim.Belki ondan bütün bu aksiliğim.Bana iyiyim dedirtmediklerinde iyi olucam ve çok şükür demek zorunda olmadığım birgün  çakıcam "selam" tüm Şükranlara.
Ağladım,daha önce kimse ağlamamış gibi, daha önce hiç ağlamamış gibi.allah olsam utanırdım, utanmadan ağlayan kullar gibi ağladım.Her yanlışa ağladım,benim doğrularımın yanlış olmasına ağladım. Hiçbirşeyi umursamıyormuş gibi görünmeme ağladım.Yarın hiç ağlamamış gibi davranacak olmama ağladım.Gözyaşımın bitmeyecek olmasına ağladım.Bıraksam kendimi tanrıyı,dört meleği,yirmisekizbin peygamberi gözyaşımla boğacaktım.Neye yarardı!
Sevdim.Beni yaratan bir allah olsa öyle sevmezdim.Çok sevdim.İnsanların sevilmeyi kabullenemediğini o gün öğrendim.Ben sevdiğimin neyiydim?
Hiçbişey olamamaya içerledim.Vazgeçtim.Ben vazgeçtiğimde hayatın da vazgeçeceğini sanıcak kadar gençtim.Bilemedim.Yeter dedim,yetiremedim.Kime ne söyleyim!
Her gece içmiyorum be allahım.Her gece içmiyorum anambabam.Her gece içmiyorum sevdiceğim.İçiriyorsunuz.Neyleyim?

6 kişi karşıladı;:

Unut!-mak 21 Mayıs, 2013 01:30  

Bu küçük dünyada o ilk soruyu sorana dur demeli ve parmaklarından soru işareti düşen o ilk eli kavramalı bilek.Cadının elmasına bu kadar takılmaktansa prensesi öldürmeli uykulu gözleriyle yatağındaki çocuk.Soruları ve çaresizliğinde boğulabilirken insan bu kadar önemli 'kendinden' sonra düşüp kırılsa önemsemeyeceği boşalsa tekrar doldurabileceği bir bardağın hayatındaki boşlukları doldurabileceği ile umutlanmamalı.Umutlarını böyle gelişigüzel harcamamalı.Ölümsüzlüğünün iksirini kimsenin söylemediğini hatırlamalı insan. Bir gün sonsuzluğun içindeki hiçbir şey olma ihtimali varken kendini görmezden gelmemeli.Başka biri olmaya çalışmamalı. Eğer insanın adı mutsuzluksa bundan bile zevk almalı kırmızı elmaların uçsuz bucaksız gökyüzün denizlerine rağmen çocuklar hala sana inanabiliyorken tüm dertlerime ikram ettiğin kadehlerini severek yudumlarken bile içimdeki kara delik beni hem yok ederken hem her seferinde tekrar yaratırken hala mutsuzum bu büyük bir başarı dünya mutsuzluğumu yenemeyeceğin kadar güçlüyüm sanırım demeli insan. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünebiliyorsa belki de en başında görmedi gözler.Kemalettin?

Adsız 21 Mayıs, 2013 09:51  

Offf! be godsy bu nasıl bir duygu yoğunluğu,nasıl bir acıdır?Bunları gerçekte yaşayan bilir ve anlar.Sanıyorum sende benim gibi ihanete uğradın bir erkek bu kadar yanmaz değilse,şimdi yazmaya karar verdim bir sen değilsin,bir ben değilmişim demek.Yazayım, yazayımda millet ihanet görsün.Üzülme be arkadaş bu kadar, hiç kimse için hayatı zehir etmeye değmez.

Godsyndrome 21 Mayıs, 2013 20:43  

unut!-mak:Ne güzel yorum bu sen de blog açsana.

Cansu:Bildiğim bi ihanet yaşamadım şimdiye kadar,içince içimdeki kinayeci ayaklanıyor hepsi o.

Unut!-mak 21 Mayıs, 2013 21:44  

Güzel mi emin değilim pamuktan şekerlerle bulutların üstündeymişçesine yaşamadığında yaşamışsa bile geride kalanları da görebildiğinde böyle düşünüp böyle yazabiliyor sanırım insan.Görmek bilmek anlamak iyi değilmiş diyorum bazen.Sonra azarlıyorum bide kendimi böyle bilmiş bilmiş konuşma sen kimsin ki göreceksin anlayacaksın bileceksin falan diyorum.O yüzden blog açmayı değil de sayfaları kalemimim ağırlığından yıpranan kağıtları tercih ediyorum.Ama yine de teşekkür ederim mirim onurlandım resmen inanmazsın gülümsedim bile :) ee insan unutabiliyor ne de olsa.yeni yazılarında görüşmek üzere...

Godsyndrome 21 Mayıs, 2013 22:08  

yorumunu okudum lakin yine aynı fikirdeyim blog aç!

Adsız 22 Mayıs, 2013 13:19  

Olmadı godsy; içindeki kinayeci ayaklanmamış koşmuş, fazlaca koşmuş bence.

Powered By Blogger

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP