Hiçkimseye Yazılar
Ne güzel yine sinirliyim.Bloga yazmanın en iyi tarafı da bu zaten, okuyanların umursamaması. Bir sıkıntınız olduğunda en kötü ihtimalle birisine anlatırsınız.En çok umursayacak ve sizi yargılamayacak insanı seçersiniz.Bunun sonucunda iki ihtimal vardır ya hayatınızda böyle bir insan yoktur ya da derdinizi sandığınız kadar umursamaz.O yüzden buraya yazmak güzel.
Hayatım boyunca mazeret üretmekten kaçındım.Durmadan şanstan,kaderden,talihten bahseden zayıflıklarıyla sempati toplamaya çalışan,hayatı boyunca gördüğü ilgiyi yalnızca ağlamasıyla doğru orantılı olarak görmüş insanlardan uzak durmaya çalıştım.Önceki yazılarımı okudum biraz önce,(epeydir de düşünüyorum) o insanların aynısı olmuşum nerdeyse.Tiksindiğim,yok saydığım,kaçtığım o insanlar gibi.Böcek olmayı seçen,ezilmekten hoşlanan ve ezildiği için şikayet eden adamlardan bir farkım kalmamış.
Önceden önemli mevzuları hiç konuşmazdım ben,sessizce halletmeye çalışırdım.Herkes için dalgacı adamdım.Aslında sorun çıkması bile hoşuma giderdi.Beni durduracak birşeyin olmadığını bir kere daha ispatlamak aptalca bir haz verirdi bana.Şimdi mızmızlanıyorum.Kendime bahaneler uydurup kaçıyorum.Belki bu başıma gelenlerle ilgili.Belki değil öyle aslında.
Nasıl anlatsam acaba?En basit şekliyle terli terli soğuk su içip hastalanırsanız ve bir daha bunu yapmayıp tersiz tersiz ılık su içip yine hastalanırsanız.Önce ne olduğunuzu anlamazsınız.Ama olaylar durmadan bu şekilde gelişmeye başlarsa garip bir şekilde önce bir kadercilik sarar sonra da umursamazlık.Aldırmazsınız artık.Bana da olan buydu sanırım.
Dar kapı teoremi diye bir şey vardır.Olayları öyle bir ayarlarsınız ki insanlar sizin istediğiniz kapıdan farkında olmadan geçerler.Hayatımda böyle bir kurgu gibi yani bayan okurlar kusura bakmasın ama her durumda giren çıkan serhata gibi bir durum var ortada.(Oh be anlatabildim)
Fena halde sıkıldım bu durumdan.Olayları akışına bırakmanın hiçbir faydası olmuyor bana.
Ayılar bile kış uykusundan uyanırken 5 yıllık uyku yeter sanırım.Şu yarında bir geçsin bakalım bakalım...
Hayatım boyunca mazeret üretmekten kaçındım.Durmadan şanstan,kaderden,talihten bahseden zayıflıklarıyla sempati toplamaya çalışan,hayatı boyunca gördüğü ilgiyi yalnızca ağlamasıyla doğru orantılı olarak görmüş insanlardan uzak durmaya çalıştım.Önceki yazılarımı okudum biraz önce,(epeydir de düşünüyorum) o insanların aynısı olmuşum nerdeyse.Tiksindiğim,yok saydığım,kaçtığım o insanlar gibi.Böcek olmayı seçen,ezilmekten hoşlanan ve ezildiği için şikayet eden adamlardan bir farkım kalmamış.
Önceden önemli mevzuları hiç konuşmazdım ben,sessizce halletmeye çalışırdım.Herkes için dalgacı adamdım.Aslında sorun çıkması bile hoşuma giderdi.Beni durduracak birşeyin olmadığını bir kere daha ispatlamak aptalca bir haz verirdi bana.Şimdi mızmızlanıyorum.Kendime bahaneler uydurup kaçıyorum.Belki bu başıma gelenlerle ilgili.Belki değil öyle aslında.
Nasıl anlatsam acaba?En basit şekliyle terli terli soğuk su içip hastalanırsanız ve bir daha bunu yapmayıp tersiz tersiz ılık su içip yine hastalanırsanız.Önce ne olduğunuzu anlamazsınız.Ama olaylar durmadan bu şekilde gelişmeye başlarsa garip bir şekilde önce bir kadercilik sarar sonra da umursamazlık.Aldırmazsınız artık.Bana da olan buydu sanırım.
Dar kapı teoremi diye bir şey vardır.Olayları öyle bir ayarlarsınız ki insanlar sizin istediğiniz kapıdan farkında olmadan geçerler.Hayatımda böyle bir kurgu gibi yani bayan okurlar kusura bakmasın ama her durumda giren çıkan serhata gibi bir durum var ortada.(Oh be anlatabildim)
Fena halde sıkıldım bu durumdan.Olayları akışına bırakmanın hiçbir faydası olmuyor bana.
Ayılar bile kış uykusundan uyanırken 5 yıllık uyku yeter sanırım.Şu yarında bir geçsin bakalım bakalım...
2 kişi karşıladı;:
Güzel bir iç döküş olmuş.Dar kapı teoremide çok doğru...
Hayat okadar karmaşıktırki biz onu anlamaya çalışırken kayıverir avuçlarımızdan,tutamayıp kaçırdığımız uçurtmalar gibi...
Hele yarınıda bi geçir:)
Sevgiler...
Anlayanların olması güzel,sağolasın
Yorum Gönder