Yeis
Meybuz almayacak kadar çok,kornet alamayacak kadar az param olduğu günlere döndüm bu gece.Vanilyalı pandaya gömüldüğüm,kimsenin hatırlamadığı o uzun kolaları diklediğim,takdir alıp takdir edilmediğim yaz tatilleri.Bakkal önünde beleş gaste okurdum.Her sene aldairi alırdı galatasaray,mehmet scholl kesin fenere giderdi.Her sokakta romario olmak isteyip bebeto'luğu sessizce kabullenen bir çocuk.Hayat dediğin neydi ki zaten çıktığın ağacı dünyanın merkezi sanmak.
O günleri özlediğimden değil,zaten özleme huyum olmadığını söylerler.Ama beynim bu ara bişeyler fısıldıyor bana. Sanırım ne onun söylemeye cesareti var,ne de benim duymaya ama hissedebiliyorum.Oysa bi tek o günleri güzel sanıyordum.Canım acımıyor belki beş sene sonra hissederim o acıyı.Sadece bunu neden yaptığını anlamıyorum.Yıkılmış bir şehri kim bombalar ki.
Her geçen senede daha çok artıyor huzurum.Kaşındıran deriyi soymak gibi ya da parça bırakan bir uzay mekiği.Sevdiğini yitirdiğini sanarken aslında sevme yeteneğini yitirmek,insanı yüceltirken çürüyen bir organizma olduğunu kabul etmek,ne kadar eğilirsen sana o kadar karı vermeyi vaat eden bir tanrı...her sene asla yapamayacağın bir gerçeği öğrenmek.Sonra kendini yapamam dediğin herşeyi yaparken görmek.
B613 e gitmeden evvel bırakmam gereken son parçamdı sanırım.Adalet duygusu.Bıraktım.
* * *
“Günaydın” dedi küçük prens.
“Günaydın” dedi satıcı. İnsanların susuzluğunu gidermek üzere hazırlanmış tabletler satardı. Haftada bir kez bu tabletlerden aldınız mı, o hafta hiç susamazdınız.
“Peki bunları niçin satıyorsunuz?”
“Çünkü bu, insanlara çok vakit kazandırıyor. Uzmanlar bunun araştırmasını yaptılar. Haftada tam elli üç dakika kazanıyorsun.”
“Peki bu elli üç dakikada ne yapıyorlar?”
“Canları ne isterse.”
“Eğer elli üç dakikam olsaydı,” dedi küçük prens,
“bir su pınarına doğru ağır ağır yürürdüm.”
***
6 kişi karşıladı;:
sende ne cevherler varmış be godsy :)
benim masalım benim prensim bu:)
bigün yıldızımızdan el sallayacağız
bütün yıldızları sev diye:)
sonra çiçeğimize iyi bakacağız
ama acılarımızı hiç evcilleştirmeyeceğiz
çok güzel cümlerler çok. eski zamanlara gittim geldim bi anda. vanilyalı pandanın tadını hissettim. biriktirdiğim tahta çubukları hatırladım.
çok naif olmuş diycem olmicak, ama öyle godsii çok beğendim çok:) saçma tartışmalarla vakit kaybetmektense ben de 53 dakika boyunca bir pınara yürümek istiyorum...
kesinlikle mükemmele yakın bir yazı bu, bunu değerlendirecek bir kalibrede değilim ama bunu birilerine göstermek istiyorum bu kadar güzel de yazılmaz yani...
ayrıca özel not: "bize mimlediğin masaüstü resmimi siteme ekleyince görüceksin, bir kaç simge ve bir tane e-kitap var masaüstünde, hangi kitap sence, bil bakalım??
brk
bak bu yeisin sebebi
içinde saklı
"ne kadar eğilirsen sana o kadar karı vermeyi vaat eden bir tanrı..."
eğer inançsızsan
ya da inanıyor ve ona bakış açın buysa.
üzgünüm
o yeisten parmakolojik destek almadan kurtulamazsın.
başka bir deyişle mutluluğu
sarhoş olabildiğin sürece tadarsın.
kızmaca yok
Hayatı veren'i hafife alan
hayatını hafife alır.
olan biten herşeyi
insan kendisi idare ediyor
veya edebilir diyorsan
o başka.
selamlar.
Yorum Gönder